Kayıtlar

Ocak, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Lütfen çimlere basınız!

Resim
Eskiden ne çok yerde karşımıza çıkardı, "çimlere basmayınız" tabelaları. Günümüzdeki birçok şey gibi onlar da geçmişte kaldı. Acaba o yazıyı yanlış mı anladık?! Çocukken o yazıyı görüp çimlerden, yeşil alanlardan uzak kalan nesiller büyüdükleri zaman yeşile karşı bir ön yargı mı beslediler?! Şaka tarafı bir yana Türk insanının son yıllardaki "yeşil" alerjisi, dünyadaki çevre duyarsızlığıyla yarışır boyutta. Örneğin binlerce yıllık kadim şehir, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, payitaht İstanbul'da günümüzde bırakın yeşil alan bulmayı, toprak gördüğünüz zaman bile kendinizi şanslı hissedebilirsiniz. Kentleşme kavramını sadece ve sadece binalaşma olarak algılayıp üstü üste çirkin yapılar kurmak, taş yığınlarından ibaret, estetik kaygıdan uzak ortak mahal alanları inşa etmek günümüzün en ciddi buhranlarından biri olsa gerek. Çok değil bundan 10 yıl önce mahallelerimiz vardı bizim. Tanıdığımız komşularımız, sokaklarında top koşturduğumuz, oyunlar

Syriza'nın seçim zaferi ve Türk solu!

Resim
Son yıllarda sıklıkla gösteriler, işsizlik, ekonomik darboğaz, IMF ile ilişkiler gibi konularla uluslararası gündemde yer bulan Yunanistan'da genel seçimler yapıldı ve radikal sol ağırlıklı Syriza Partisi oyların yaklaşık yüzde 36'sını alarak seçimi kazandı. Her ne kadar sıradan bir seçim olsa da ülkedeki ağır ekonomik bunalımlar ve dış borçların fazlalığı radikal söylemler geliştiren, sivri çıkışları ve gençliğiyle dikkat çeken partinin lideri  Aleksis Tsipras  (Çipras)  gibi faktörler seçimleri bir anda dünya kamuoyunda dikkat çekici bir noktaya getirdi.  Dünya Çipras'ın başarısını konuşadursun belki de Yunanistan'ın ardından en ilginç tartışmalar, analizler, eleştiriler ve öykünmeler komşu Türkiye'de yapılıyor.  Özellikle facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde Yunanistan seçimleri, Syriza Partisi ve ülkenin yeni başbakanı Çipras en çok konuşulan, en çok yorum yapılan ve en çok paylaşımda bulunulan konuların başında geliyor.  Syriza ve Ç

Nankörlük...

Telaşla sağa sola koşuşan insanları görünce biran panikledim. Derken haber müdürümüz Zeki Bey, aracı hemen durdurmamı söyledi. Yaşlı bir adam genç bir kız çocuğunu sürüklüyor ve dövmeye çalışıyordu. Dehşete kapılmıştık. Hemen yanlarına doğru koştuk. ı. İnsanlar, yaşlı adama bağırıyor ve hesap soruyorlardı doğal olarak. Kalabalığın tepkisi saniyeler ilerledikçe artıyordu. Bu kez adam ağlamaya, zihinsel engelli gencin kendi kızı olduğunu anlatmaya başladı. Evden kaçtığını ve sürekli kaybolduğunu söylerken hıçkırıklar içinde kalmıştı. Ne yapacağımızı şaşırmıştık. Yaptığının yanlış olduğunu söylerken yaşlı adam yaşadığı dramı gözyaşlarıyla anlatmaya başladı. Kızına bakacak kimsesi yoktu. Geceleri çalışıyor gündüzleri de kızıyla ilgileniyordu. Bazen sabahları eve geldiğinde kızının evde olmayıp dışarı çıktığını görünce panikle sokağa koştuğunu ve koca bir ilçede kızını aradığını anlattı. Bugün de aynı şeyin olduğunu ancak bu kez saatler sonra bulduğu kızının eve girmek istemediğ

HOCA VE CÜBBE ÜZERİNE BİR HİKAYE...

Siz, bir “Kuş” ile “Derviş”in hikâyesini bilir misiniz? Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır. Ve ona sorar; “Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?” Derviş kendini savunur; “Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.” Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki; “Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?” Kuş kendini savunur. “Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.” Hz. Süleyman bu savunmayı da do