Syriza'nın seçim zaferi ve Türk solu!
Son yıllarda sıklıkla gösteriler, işsizlik, ekonomik darboğaz, IMF ile ilişkiler gibi konularla uluslararası gündemde yer bulan Yunanistan'da genel seçimler yapıldı ve radikal sol ağırlıklı Syriza Partisi oyların yaklaşık yüzde 36'sını alarak seçimi kazandı.
Her ne kadar sıradan bir seçim olsa da ülkedeki ağır ekonomik bunalımlar ve dış borçların fazlalığı radikal söylemler geliştiren, sivri çıkışları ve gençliğiyle dikkat çeken partinin lideri Aleksis Tsipras (Çipras) gibi faktörler seçimleri bir anda dünya kamuoyunda dikkat çekici bir noktaya getirdi.
Dünya Çipras'ın başarısını konuşadursun belki de Yunanistan'ın ardından en ilginç tartışmalar, analizler, eleştiriler ve öykünmeler komşu Türkiye'de yapılıyor.
Özellikle facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde Yunanistan seçimleri, Syriza Partisi ve ülkenin yeni başbakanı Çipras en çok konuşulan, en çok yorum yapılan ve en çok paylaşımda bulunulan konuların başında geliyor.
Syriza ve Çipras'ın Yunanistan'daki başarısı, iktidar yürüyüşü, seçim kampanyaları, halkın eğilimi vs. gibi konular siyasetle ilgilenen ya da sosyologların uzun uzadıya araştırıp tartışacakları bir konu.
Ancak Türkiye'de son iki gündür yaşanan tartışmalar, Syriza'ya ve Çipras'a yazılan güzellemeler, öykünmeler, yeni siyaset devşirme çabaları, beklentiler, umutlar sınırları zorlayan boyutlara doğru gitmeye başladı.
Yunanistan seçimlerden sosyalist devrim, komünist manifesto, sol zafer çıkarmaya çalışanlar ülke gerçeklerine azıcık ilgi gösterseler kazın ayağının hiçte öyle olmadığını göreceklerdir.
Çok farklı analizler yapmaya gerek yok. Türkiye'de 2002 öncesi hatırlandığında aslında Yunanistan seçimlerinin AK Parti'yi 3 Kasım 2002'de tek başına iktidara taşıyan seçimler ve bu seçimlere götüren süreçle benzerliği fark edilecektir.
Türkiye'yi uzun yıllardır koalisyon hükümetleriyle yöneten merkez sağ partiler (ANAP, DYP) ile milliyetçi MHP iktidarı bir günde nasıl tasfiye edildiyse, Yunanistan'da da bir önceki seçimlerde yüzde 44'le ilk parti çıkan ülkenin en önemli siyasi partilerinden PASOK yüzde 5'e, bir önceki seçimlerde yüzde 34 olan Kostas Karamanlis'in partisi Yeni Demokrasi yüzde 28'e düştü, Yunan siyasetinin önemli ailelerinden Papandreu'ların son temsilcisi Yorgo Papandreu'nun PASOK'tan ayrılarak kurduğu Sol parti ise yüzde 3 barajını bile aşamayarak parlamento dışında kaldı. Yani tasfiye edildiler!
Yunanistan'da radikal sol bir partinin iktidara gelmesine mal bulmuş mağribi gibi sevinen Türkiye'deki tatlı su solcuları ya da milliyetçi, ulusalcı sözüm ona solcular, Komşuda 40 yıldan fazla bir süredir sosyal demokratların ya iktidar ya da iktidar ortağı olduğunu bilmiyorlar herhalde.
Türk sosyalistler, solcular ya da kendini solcu zanneden ulusalcı milliyetçiler iki gündür kendileri seçim kazanmış gibi sevineceklerine yaklaşan genel seçimler öncesi kendi seçim kampanyaları yıllardır aşağıladıkları ve her seferinde tokadını yedikleri halka karşı ortaya sunacakları stratejilerini belirleseler fena olmaz herhalde.
Çipras'ın ülkedeki ağır ekonomik bunalımlar ve ağır borç sarmalı karşısında ortaya sürdüğü argümanlar, halkını kıskaca alan IMF ile Almanya Fransa gibi önde gelen AB ülkelerinin dayatmacı tavırlarına karşı gösterdiği tepki, radikal çıkışları ve daha da önemlisi gerek giyimi, gerek konuşma tarzı gerekse davranışlarıyla yürüttüğü seçim kampanyası, özellikle Türkiye'deki muhalefete örnek olabilir.
Ancak Türkiye'deki tatlı su solcuları önlerinde duran apaçık örneğe rağmen halen muhafazakar sağ partilerin oylarına göz dikip sağa direksiyon kırma eğiliminde oldukları sürece solcuların mevcut beklentileri de boşa çıkacaktır.
Not: Yukarıda paylaştığım fotoğraflardan ikisi aslında bütün yazdıklarımın özeti gibi duruyor. Eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit'in ABD Başkanı Bill Clinton ile yaptığı bir görüşmeden yansıyan bu kare Türkiye'nin 2002 yılında AK Parti'nin tek başına iktidarıyla sonuçlanan 1999-2002 arası dönemini anlatan en çarpıcı fotoğraflardan biriydi. Ülke ağır borç sarmalı içinde, IMF kıskacında ve koalisyon hükümetiyle büyük bir siyasi buhran içinde. Diğer fotoğrafta ise ülkesi büyük bir ekonomik kriz yaşayan ve adeta iflas noktasına gelen Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Almanya Başkakanı Angela Merkel karşısında bu şekilde objektiflere yansıyor. İşte Yunanistan'da Çipras'ı zafere taşıyan süreci anlatan en güzel fotoğraflardan biri!
Her ne kadar sıradan bir seçim olsa da ülkedeki ağır ekonomik bunalımlar ve dış borçların fazlalığı radikal söylemler geliştiren, sivri çıkışları ve gençliğiyle dikkat çeken partinin lideri Aleksis Tsipras (Çipras) gibi faktörler seçimleri bir anda dünya kamuoyunda dikkat çekici bir noktaya getirdi.
Dünya Çipras'ın başarısını konuşadursun belki de Yunanistan'ın ardından en ilginç tartışmalar, analizler, eleştiriler ve öykünmeler komşu Türkiye'de yapılıyor.
Özellikle facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde Yunanistan seçimleri, Syriza Partisi ve ülkenin yeni başbakanı Çipras en çok konuşulan, en çok yorum yapılan ve en çok paylaşımda bulunulan konuların başında geliyor.
Syriza ve Çipras'ın Yunanistan'daki başarısı, iktidar yürüyüşü, seçim kampanyaları, halkın eğilimi vs. gibi konular siyasetle ilgilenen ya da sosyologların uzun uzadıya araştırıp tartışacakları bir konu.
Ancak Türkiye'de son iki gündür yaşanan tartışmalar, Syriza'ya ve Çipras'a yazılan güzellemeler, öykünmeler, yeni siyaset devşirme çabaları, beklentiler, umutlar sınırları zorlayan boyutlara doğru gitmeye başladı.
Yunanistan seçimlerden sosyalist devrim, komünist manifesto, sol zafer çıkarmaya çalışanlar ülke gerçeklerine azıcık ilgi gösterseler kazın ayağının hiçte öyle olmadığını göreceklerdir.
Çok farklı analizler yapmaya gerek yok. Türkiye'de 2002 öncesi hatırlandığında aslında Yunanistan seçimlerinin AK Parti'yi 3 Kasım 2002'de tek başına iktidara taşıyan seçimler ve bu seçimlere götüren süreçle benzerliği fark edilecektir.
Türkiye'yi uzun yıllardır koalisyon hükümetleriyle yöneten merkez sağ partiler (ANAP, DYP) ile milliyetçi MHP iktidarı bir günde nasıl tasfiye edildiyse, Yunanistan'da da bir önceki seçimlerde yüzde 44'le ilk parti çıkan ülkenin en önemli siyasi partilerinden PASOK yüzde 5'e, bir önceki seçimlerde yüzde 34 olan Kostas Karamanlis'in partisi Yeni Demokrasi yüzde 28'e düştü, Yunan siyasetinin önemli ailelerinden Papandreu'ların son temsilcisi Yorgo Papandreu'nun PASOK'tan ayrılarak kurduğu Sol parti ise yüzde 3 barajını bile aşamayarak parlamento dışında kaldı. Yani tasfiye edildiler!
Yunanistan'da radikal sol bir partinin iktidara gelmesine mal bulmuş mağribi gibi sevinen Türkiye'deki tatlı su solcuları ya da milliyetçi, ulusalcı sözüm ona solcular, Komşuda 40 yıldan fazla bir süredir sosyal demokratların ya iktidar ya da iktidar ortağı olduğunu bilmiyorlar herhalde.
Türk sosyalistler, solcular ya da kendini solcu zanneden ulusalcı milliyetçiler iki gündür kendileri seçim kazanmış gibi sevineceklerine yaklaşan genel seçimler öncesi kendi seçim kampanyaları yıllardır aşağıladıkları ve her seferinde tokadını yedikleri halka karşı ortaya sunacakları stratejilerini belirleseler fena olmaz herhalde.
Çipras'ın ülkedeki ağır ekonomik bunalımlar ve ağır borç sarmalı karşısında ortaya sürdüğü argümanlar, halkını kıskaca alan IMF ile Almanya Fransa gibi önde gelen AB ülkelerinin dayatmacı tavırlarına karşı gösterdiği tepki, radikal çıkışları ve daha da önemlisi gerek giyimi, gerek konuşma tarzı gerekse davranışlarıyla yürüttüğü seçim kampanyası, özellikle Türkiye'deki muhalefete örnek olabilir.
Ancak Türkiye'deki tatlı su solcuları önlerinde duran apaçık örneğe rağmen halen muhafazakar sağ partilerin oylarına göz dikip sağa direksiyon kırma eğiliminde oldukları sürece solcuların mevcut beklentileri de boşa çıkacaktır.
Not: Yukarıda paylaştığım fotoğraflardan ikisi aslında bütün yazdıklarımın özeti gibi duruyor. Eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit'in ABD Başkanı Bill Clinton ile yaptığı bir görüşmeden yansıyan bu kare Türkiye'nin 2002 yılında AK Parti'nin tek başına iktidarıyla sonuçlanan 1999-2002 arası dönemini anlatan en çarpıcı fotoğraflardan biriydi. Ülke ağır borç sarmalı içinde, IMF kıskacında ve koalisyon hükümetiyle büyük bir siyasi buhran içinde. Diğer fotoğrafta ise ülkesi büyük bir ekonomik kriz yaşayan ve adeta iflas noktasına gelen Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Almanya Başkakanı Angela Merkel karşısında bu şekilde objektiflere yansıyor. İşte Yunanistan'da Çipras'ı zafere taşıyan süreci anlatan en güzel fotoğraflardan biri!
Türkiye'de politikanın yapay argümanlar dahilinde işleyişinin en net sunumu. Teşekkürler Ersin ŞİYHAN
YanıtlaSil