Kumar
Masadan kalkamıyordu. Yüzlerce kez tövbe etmesine karşın yine oradaydı. Borçlarını ödemek için bacanağından aldığı parayı da kaybetmişti. Çırak geldi, "Abi kimse kalmadı" dedi. Güçlükle doğruldu... Ocak ayının sert ayazı yüzüne vurdu. Paketindeki son sigarasını da yaktı. Hafif bir kar yağışı vardı. Sokaklar boştu. Soğuk havayla birlikte sigara dumanını iyice içine çekti. Paltosunun önünü iyice ilikledi, üşüyordu. Ezan sesiyle irkildi. Sabah ezanı okunuyordu. Anahtarını çıkardı, apartman kapısını açtı. Fazla gürültü çıkarmada 3. kattaki evine çıktı. Işığı yakmadı. Odasına gitti. Fatma ve oğlu birlikte uyuyordu. İkisi de ne kadar masumdu. Bir süre onları izledi. Salona geçti... İlkokula giderken okuldan çıktığı zamanlar babasına köy kahvesinde yardım ederdi. Tek geçim kaynağı haycancılık olan köyde insanların saatlerde hatta günlerde nasıl tüm paralarını kumarda kaybettiklerine şahit olurdu. Hatta öyleki evine alacağı eşyaların parasını, çocuğunun okul masraflarını, karısının