Türk futbolu ve La Fontaine'den masallar!

Deveye sormuşlar; "Neden boynun eğri?" diye, "Nerem doğru ki!" yanıtını vermiş.

Türk futbolunun hali devenin şeklinden bile daha eğri.

Henüz "şike süreci"nin şokunu atlatamamış Türk futbolu, yıllardır kendisine en büyük darbeyi vuran zihniyetler yüzünden yine "dip" durumda.

Ligimizde kötü futbola, seyirci azlığına, basiretsiz yönetimlere rağmen Avrupa'da bile olmayan şampiyonluk mücadelesi var; iyi ya da kötü! Türk futbolunun lokomotifi olan Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe son yıllarda eşine az rastladığımız bir şekilde zirve mücadelesi veriyor. Bazen maçların oynandığı cuma, cumartesi, pazar hatta pazartesi günleri lider değişiyor.

Derbi maç.

Bir tarafta, kaybetmesi halinde zirve yarışından kopacak belki de şampiyonluk yarışına havlu atacak, geçtiğimiz hafta Gençlerbirliği'ne yenilmiş, puan kaybına tahammülü olmayan bir Fenerbahçe,

Diğer tarafta 25. haftaya en yakın rakibi Galatasaray'ın önünde lider giren, UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda Club Brugge'e 1-0 öne geçmesine karşın elenmiş tek hedefi "şampiyonluk" kalmış, yaralı bir Beşiktaş.

Beklentiler üst düzey.

Her iki takımda da kaliteli ayaklar.

Hava güzel, zemin iyi, taraftarın ilgisi yüksek.

Dakika 20. Fenerbahçe'de formsuzluğu ve kaçırdığı goller nedeniyle son dönemin en çok tartışılan ismi Emenike, Beşiktaş defansının anlık hatasıyla bir anda kaleciyle karşı karşıya geliyor. Ama Nijeryalı futbolcu bomboş durumda olmasına karşın topu üsten auta gönderiyor. Ve sarı-lacivertli taraftarların tepkisi başlıyor. Emenike her topla buluştuğunda ıslık ve protesto...


Dakika 31. Emenike bu kez, Beşiktaş ceza alanında yanlış bir hareket yapıp topu kaptırınca bu kez Fenerbahçeli taraftarlar "Moussa Sow" diye tezahürat yapmaya başlıyorlar. Bunu duyan Emenike, hızla kenara geliyor ve "teknik direktör" İsmail Kartal'a kendisini oyundan alması gerektiğini söylüyor. Kartal'ın "devam" işaretinin ardından ise Nijeryalı formasını hırsla çıkararak saha kenarına koşuyor. Ve tüm bu olan bitenler stadyumu dolduran on binlerin yanı sıra ekranları başındaki milyonların da gözü önünde cereyan ediyor.

Bir futbolcunun bu kadar "duygusal" davranıp davranmayacağı ayrı bir tartışmanın konusu. Ancak o formayı çıkartması kabul edilebilir bir durum değil. Türkiye'de hatta dünyada milyonlarca gencin hayalini süsleyen, insanların maaşlarından, nafakalarından hatta gençlerin harçlıklarından biriktirerek aldıkları, izlemeye gittikleri o formalar öyle ucuz çıkartılamaz!

Teknik direktörlüğü başından beri büyük tartışma konusu olan İsmail Kartal'ın tv izler gibi olayları izlemesi ve müdahale edememesi ise Türk futbolunun en önemli çınarlarından Fenerbahçe gibi bir kulübün nasıl bir zihniyetle yönetildiğinin en temel göstergesidir! Hele ki, Emenike'yi oyundan çıkartırken yerine Bekir'i almaya çalışması ardından da "kaptan!" Emre Belözoğlu'nun uyarısı ve müdahalesiyle Bekir yerine Webo'yu oyuna süren Kartal, aslında kendi iflas bayrağını da çekmiştir.

Veee büyük kaptan Emre Belözoğlu...!

Küçük Emre lakabıyla Galatasaray formasını giymeye başladığı dönemden, Inter, Newcastle United ve Fenerbahçe günlerine, her zaman "olumlu!" yad edileceği milli takım kariyerine kadar her dönemi sansasyonlar, olaylar ve skandallarla geçen Emre Belözoğlu...

Irkçılık iddialarıyla İngiltere'de bile gündem olan, Trabzonsporlu Zokora'yla yaşadığı diyaloglar akıllardan çıkmayan, basın mensuplarına el hareketi yapan ve hemen hemen her maçta ettiği küfürler kameralara yansıyan "örnek" futbolcu...Ve bu Emre, milli takım kaptanı. Hem de ilk kez değil, uzun yıllardır. Öyle ki, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemelerinde mücadele eden ve gençleştiği iddia edilen milli takımın bile değişmezi!


Ve aynı Emre bu kez derbi maçta Beşiktaş Teknik Direktörü Bilic'e küfür ederken yakalanıyor. Yine parmağını tehditvari bir şekilde sallıyor...









Fırat Aydınus, Emre'nin küfürlerini, depar atarak Beşiktaş yeden kulübesine doğru saldırmasını, tartışmaları görmemiş, duymamış, hatta o kadar maça konsantre olmuş ki, Emenike'nin formasını çıkartmasını da fark edememiş! Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi son 13 sezonda en az kart gösterilen ikinci derbi maç olmuş. Bu da Fırat Aydınus'un başarısı!

Bilic'in oyuna müdahale edememesi, Tolga Zengin'in sakatlanarak oyundan çıkması, yerine giren A2 takım kalecisi Günay'ın 90+1. dakikada yediği golden sonra ağlaması, Demba Ba'nın formsuzluğu vs. vs...

Develer tellal pireler berber iken... Biz daha çoook "marka değeri" masalı dinleriz....







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Özgecan Aslan cinayeti, idam cezası ve kısas...

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber!

Lütfen çimlere basınız!